top of page

Büyü Dükkanı

Yazarın fotoğrafı: fatossomsafatossomsa

BÜYÜ DÜKKANI

Epeydir masamda duran klasörleri toparlarken, dosyaların arasında buldum 21 yaşındaki kendimi. Bakıştık. 27 yıl geçmiş aradan. 27 tane 365 gün. Sevinçler, hüzünler, başarılar, başarısızlıklar, umutlar, umutsuzluklar dolu dolu 27 yıl. 27 tane 365 gün. Tam resmin üzerine ‘’ Ah Gençlik’’ yazıp paylaşacaktım ki, sordum kendime. ‘’ Şimdi buradan bir zaman treni geçse ve dese ki

‘’Buyrun tek yön ve tek kişilik bir bilet. Atlayın gidiyoruz gençliğe. ‘’ Binip gider miydim 21 yaşımın tazeliğine, güzelline.


Birden bu soruyu kendime ilk kez sorduğum zamana gittim. 10 yıl öncesine. O zamanlar yaşadıklarım da, taşıdıklarım da çok ağır geliyordu bana. Bir sürü keşkem, bir dünya öfkem vardı yüreğimde, nereye kusacağımı bilemediğim. İşte o sıralar tanıştım Bilge ile Büyü Dükkanında.


Büyü dükkanı, dilediğimiz her şeyi ama her şeyi satın alabileceğimiz çok özel bir dükkan. Dükkanda yok yok. Gençlik, güzellik, zenginlik, sağlık, ölümsüzlük, aşk. İsteyebileceklerimiz hayal gücümüzle sınırlı. Alışverişler de para yerine eski usul takas sistemi kullanılıyor. Maddi değeri olan takaslar kabul edilmiyor. Yani hayal ettiğin şeyi satın alabilmek için karşılığında sende olan sana ait bir şeyleri vermen gerekiyor.


Dükkanın sahibi gün görmüş devran sürmüş yaşlı, bilge bir adam. Satın almak istediğin şeye neden ihtiyacın olduğunu anlamak, doğru karar verebilmende yardımcı olmak karşılığında ne isteyebileceğini tespit etmek için uzun uzun sohbetler ediyor müşterisiyle. Sorular soruyor, cevaplar alıyor. Niyeti müşterisinin yaptığı alışverişten emin olmasını, sonradan pişman olmamasını sağlamak. Çünkü satılan ürünün iadesi yok.


Dükkanın müşteri yelpazesi de ürün yelpazesi de oldukça zengin. Gençlik almaya gelenler, zenginlik almaya gelenler, ölümsüzlük almaya gelenler..


Bilge ile beraber ağırladım her birini. Her müşteri de sordum kendime. Bende bunu almak istiyor muyum diye. Ben ne istiyorum?


Diğer müşterilere göre istediğim çok daha basitti aslında. Ve bu nispette çok daha ucuz olmalı diye düşündüm ve sadece üç yıl öncesine gitmek istedim. Yani dibe inmeme vesile olan süreçlerin hiçbirinin yaşanmadığı üç yıl öncesine. Tek istediğim İçimi parçalayan hayal kırıklıkları olmadan yoluma devam edebilmekti.


Kendimi pazarlık yaparken buldum Bilge’yle. Sohbetin sonunda Bilge beni üç yıl önceye götürmeye razı oldu. Derin bir nefes aldım alışverişin ALIŞ kısmı tamamdı. Sıra VERİŞ’ e gelmişti

‘’ Çok bir şey istemiyorum’’ dedi. ‘’ Son üç yıl içinde hayattan tüm aldıklarını geri vereceksin karşılığında da hayatın senden aldıklarını geri alacaksın, tamamsan bitirebiliriz alışverişi?’’ dedi.


Boğazım tıkandı, sustum. Üç yılın muhasebesini yapmak zor değildi. Benden istediği aşık olarak evlendiğim adam ve yeni doğmuş henüz 5-6 aylık olan kızımdı. Hayatın benden aldıklarına küfrederken ne kadar kıymetli şeyler verdiğini fark edememenin düğümüydü boğazımda takılan.


Büyük bir şükürle ayağa kalkıp, uzun zamandır hasret kaldığım huzurla çıktım dükkandan.


İşte o gün bugündür, ne zaman çıkmazda hissetsem kendimi soluğu Büyü dükkanında Bilge’nin yanında alırım.


Sende tanışmak ister misin Bilge’yle. Buluşma yerimiz: Yeşim Türköz’ün Büyü Dükkanı adlı kitabı.


23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page