top of page

İstakoz'lara Bakıp Zorlukların Tadına Var

Fatoş Somsa

Hızla akan dünya, beton yapılarak sıkışmış yaşamlar, kalabalık, kargaşa ,telaş derken hergeçen gün biraz daha uzaklaşıyoruz kendimizden. Öyleki bazen canımızı sıkan şeyin ne olduğunu bile adlandıramıyor bazen de say say bitiremiyoruz.. Ve her gün sınanıyoruz kimi zaman sarsıcı şiddetle kimi zaman yumuşak dokunuşlarla hissetmeden, hissettirmeden. Sınandıkça öğreniyor, varsayımlarımızın yanıltıcılığı karşısında dehşete düşüyoruz.Ah bir okuyabilsek şu doğayı.. Ne güzel de anlatıyor bize uyumu ve dengeyi. Zorlanma ve doğumu. Daha bi kolay olurdu kavramak yaşadıklarımızı, anlamlandırmak çabalarımızı… Tıpkı büyümenin ve dönüşümün canlı hikayesi istakozlar gibi.

Evet , İstakozlar sert kabuklar içinde yaşayan narin yumuşak bir hayvanlardır. Sert kabukları genişlemez, esnemez ama istakozlar büyür. Nasıl mı ? İstakoz sert kabuğunda büyüdükçe kendini baskı altında ve rahatsız hisseder. Avcı balıklardan korunmak için güvenli bulduğu bir kaya oluşumunun altına girer ve dar gelen kabuğunu çıkarıp atarak daha büyük bir kabuk üretir. Zamanla büyüdükçe kabuk tekrar rahatsız bir hal alır ve tekrar kayanın altına girer ve tekrar kabuk değiştirir ve bunu birkaç kez tekrarlar. İstakozun büyümesine imkan sağlayan onun baskı altında kendini rahatsız hissetmesidir.Eğer istakozun bir doktoru olsaydı kendini rahatsız hisseder hissetmez doktora giderdi ve doktor ona antidepresanlar verirdi ve yine kendisini iyi hissederdi ama hiçbirzaman kabuk değiştirip büyüyemezdi diyor Dr... Abraham Twerski.

Nasıl muhteşem bir hikaye dimi. Hiçbirşeyin zorunda kalmamak, mecbur olmamak , hiçbirşeyi elde etmek için çalışmamak, halihazırda herşeyin en iyisini sahip olmak yaşama olan direnci kırıyor, yaşama tutunmayı zorlaştırıyor. Yaşam bize herşeyi hazırdan sunmuşsa önümüzde bize bu imkanları sağlayan başarılı bir ebeveyn profili var demektir ve onlar kadar ilerlemişlerdir ki onlara yetişmek ulaşılmaz bir dağ gibidir diğer taraftan böyle bir ailede sonsuz imkanlarla yetişip başarısız olma ihtimali de da kabusların en büyüğü gibi görünür. İstakoz daki rahatsızlık ve sıkışmışlık duygusu vardır lakin koşullar boşverebilecek, doktora gidebilecek , depresyona girebilecek kadar uygundur. Bu yüzden baskının ve rahatsızlığın gösterdiği büyüme sinyalini değerlendirememe ihtimali yüksektir. Dışarıdan herkesin gıpta ile bakıp yer değiştirmek istediği devir aldıkları büyük şirketleri batıran üçüncü nesil çocuklar , çok ünlü film yıldızlarının, iş adamlarının intihar eden çocuklarının hazin hikayeleri ve Hendry Ford’un oğlu Edsel Ford’un intihar mektubunda söylediği gibi.

“Baba, hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Tüm zevkleri tattım, ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum..!”

Birşeyler yapmaya mecbur kalmak, birşeyleri değiştirmek istemek, koşulları iyleştirme çabası insanlığın ilermesi sağlamıştır. En büyük buluşlar çaresizlikten en büyük başarılar yokluktan elde edilmiştir. Başarılı insanların,girişimlerin hikayelerini dinlediğimizde çoğu kez yaşadıkları bir zorluktan yola çıktıklarını görürüz. Eğer istakozların büyümesinde oldugu gibi okumayı bilirsek; Tarih tamamen yokluklardan ve imkansızlardan yola çıkan binlerce ilham kaynağı ile seslenir bize. Ataturk, Ghandi, Martin Luther King gibi toplumsal dan bireysel başarılara inen milyonlarca hikaye. Biyografik hikayeler çektiğimiz sıkıntılarda yanlizlik duygusu ile kivranirken ne kadar da kalabalık olduğumuzu anlatır, hatırlatır bize. Ortak dertler,benzer hikayeler ve daha farklı ne yapabilirim, bu düzen değişmeli, başka bir yol mümkün sorusu ile gelen inanılmaz güzel sonuçlar.

Velhasıl kabuğunuz sizi sıkıyor ve canınız yanıyorsa , zaman değişimin gerekliliğini hissetme ve kabuğumuzu kırma zamanıdır. Değişim ve büyüme yolunda keyifli yolculuklar.

Velhasıl kabuğunuz sizi sıkıyor ve canınız yanıyorsa , zaman değişimin gerekliliğini hissetme ve kabuğumuzu kırma zamanıdır. Değişim ve büyüme yolunda keyifli yolculuklar.


bottom of page