top of page

Mış Gibi Yaşamak

Fatoş Somsa

Senin için nasıldır bilmem ama diye başladı söze.. bayram coşkusunu ilk gün çocuk tadında yaşarım ben. Yılın tüm kahvaltılarından farklıdır bayram kahvaltıları… Tam bir ziyafet şölenine dönüşen nefis kahvaltının ardından cici elbiseler giyer , eller öper ,harçlık veririm çocuklara. Zeytinyağlı dolmalar ,elde açılmış baklavalar ,şekerler hiç yememişim gibi bayram tadındadır.* İlk kez bir bayram gününü birlikte geçirmenin buruk bir mutluluğu vardı içimde. Buruk çünkü 40 küsür yılı sevgi dolu sandığı ailesiyle bayram kahvaltısı yaparak geçirmiş biri olarak ailesizliği derinden hissettiğim bir bayram sabahıydı bu. Olsun dedim kendi kendime , bu kezde benim çekirdek ailem var sevgi dolu kahvaltıyı paylaşabileceğim ,cici elbiseler giyip bayramlaşabileceğim. İnsan eninde sonunda, sırtından vurulmasada , yılların kocaman bir yalan olduğunu anlamasada özünde çekirdek aile olarak kalmıyormuydu. Varsın sevgilerin yalan olduğunu görsün , varsın ihaneti iliklerinde hissetsin , varsın tüm değer verdiklerinden verdiği değeri geri almak zorunda kalsındı. Farklı olsun istedim kahvaltımız, güzel olsun istedim diye devam etti.. Ağaç altında piknik tadında ,bayram tadında.. Işıl ışıl parlayan gözleri ,gülücükler saçan minik kızım , sen ve ben .. Miniğimin gülüşü ,bakışı senle tamamlanınca hangi derdin, hangi sıkıntının altından kalkmazdık ki biz. Kahvaltı sofrasında, daha cicilerimi bile giymeden ,el öpüp bayramlaşmadan ,yüreğinin attığı yerde olamamanın acısını hissetti derinden.. Belki oda ilk kez bir bayram sabahını sevdiklerinden ayrı geçirmenin üzüntüsü içindeydi. Belki onun içinde bayram sadece ilk sabahtı ve sevdikleriyle e aynı sofrayı paylaşmak istedi. Kızmadım , yargılamadım, gitme demedim. Yüreğin nerede atıyorsa orada olmalıydı. Kalbinde ne için çarpıyorsa onu yapmalıydı.. Zaten bunlar değilmidir bizi biz yapanlar.. değerlerimiz değilmiydi ters düştüğümüzde tüm kimyamızı bozanlar.. Gözleri buğulu, uzaklara daldı birden.. sessizliğin sesiyle kavga ettiğini bakışlarındaki derinliklerinde görebiliyordum. Susmak ve dinlemek en doğrusuydu sanki İçim acıdı dedi.. kendi..kendine.. Bu kez benimle değil ..kendiyle konuşuyordu. Göz göze geldik. Anlıyorum bakışıydı,bakışım. Anlıyorum , burdayım ve seni dinlemeye hazırım. Biraz daha suskunluğun ardından devam etti. Bu ilk kez yanlızlığımı derinden hissedip ona sığınmaya çalıştığım , dayanmak için güç almaya çalıştığım bayram sabahında yokmuşum gibi davrandı. Sevdikleri ile bayramlaştı ,yanlızmış gibi uçak şirketini arayıp ertesi sabaha rezervasyonu yaptırdı. İçin acıdı , acımı basit kapris tadıyla izlenmekten ,derinliğini hissetmemesinden. İçim acıdı , çekirdek ailem var tesellisi ile avunmaya çalışırken kocaman bir yanlızlıkta boğulmamak için çırpınmaktan. İçim acıdı , aslında hiçbiryere ait olamamanın Ancak ailesi varmış gibi ,evliymiş gibi , işi gücü kalmış gibi , yanlızlıktan mutluymuş gibi , güçlüymüş gibi yaşamanın çıplak gerçeği ile yüzleşmekten. Bugün dışarda kahve içerken yan masada konuşulanlara takıldı kulağım. İçi yanan başka bir kadının sesli feryatlarıydı birçoğumuzun dile getiremediği.. Herşey acıtıyor içimi diyordu..Sahte dost gülümsemeleri , açık yakalamaya çalışan akraba ziyaretleri , sonuna kadar kapımı açtığım insanların yüzüme kapattığı kapılar.. Ekip ekip biçememek .. Sokakta mendil satan çocuk bile içimi acıtır oldu.. Biryerlede hata yapıyorum ,sanki sepetimin altı delik… gelen kayıp gidiyor.. geliyor ve gidiyor.. Ya ben yanlışım ,beş para etmez biriyim , verip verip almayı haketmiyorum.. yada haketmeyenlere değer veriyorum diyordu.. Hatam nerde , birtürlü bulamadım diyordu.. Gülümsedim , kendi sepetimden kayıp gidenleri tek tek düşünürken.. Var sanırken aslında olmayanları , verip alamadığım değerleri. Mış gibi yaşanmışları… Sahi sizcede hata MIŞ gibi yaşamakta mı ?
bottom of page